Aslında bu deniz fotografını çekeli epey zaman oldu.Neredeyse daha kıştı.Çocuklarımı ve yiyeceklerimi alıp deniz kenarına kahvaltıya gitmiştik.Kıştı ama hava yazdan kalmaydı neredeyse.Antalya'nın bu tarafını çok seviyorum.Kışın bile çok üşümüyorsunuz ve yaz gibi havalar yaşayabiliyorsunuz.Yaz geliyor ve ben nemden dolayı söylenmeye başlamadan bu fotografı yayınlamak istedim.Yazın sıcak diye şikayet edersem bu yazımı hatırlatırsınız bana.
Çiçek kurabiyeye gelince bizimkiler çok sevdi.Özellikle görüntüsüne bayıldılar.Aa kurabiye çiçek açmış dedi ufaklığım.Çocukların tepkilerine bayılıyorum.Bu aralar bizim ufaklık abisi ne yaparsa onu yapıyor."oğlum bunu nereden öğrendin"diyorum.Abimden diyor.Kendi uydurduklarını bile abisine malediyor.Resmen hayran abisine.İnşallah ömür boyu böyle iyi anlaşırlar. ÇİÇEK KURABİYE TARİFİ: MALZEMELER:
250 gr.margarin(ODA SICAKLIĞINDA OLACAK)
1 yumurta
1,5 çay bardağı pudra şekeri
3 yemek kaşığı kakao
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
YAPILIŞI:
Oda sıcaklığında ki margarini,yumurtayı,pudra şekerini,vanilyayı,kabartma tozunu derince bir karıştırma kabına koyup karıştırıyoruz.
Kontrollü olmak kaydıyla azar azar un ilavesi yapıyoruz.Ve ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz.
Hamurumuzun bir miktarını ayırıp içine kakao ekliyoruz.Diğer hamurumuz beyaz kalacak.
Beyaz hamurdan ve kakaolu hamurdan küçük yuvarlaklar yapıyoruz.Ve çiçek şeklinde birleştiriyoruz.
Herşeyi bir çırpıda tüketen bir toplum olduk.Acaba diğer ülkelerde yaşayan insanlarda aynı bizim gibiler mi hep merak ederim.Bu cümleyi neden mi kurdum.Kendi yaşantıma,çevreme ve yaşadığım şehre bakıyorum.En basitinden kullandığımız telefonlara bakın mesela.Altı ve üstü telefon.İnsanlar sana ulaşabilsin diye icat edilmiş bir alet değil mi?Ama öyle değil aslında.Aldığımız yeni telefonu bir çırpı da kullanıyoruz ve hep yenisinde kalıyor gözlerimiz.
Yukarıda ki video bunu en iyi anlatan video bence.Seyredin üretmeden tüketen insan doğaya,yaşama,insanlığa ne kadar zarar veriyor görün.İhtiyacımızdan fazlasını tüketmenin dünyamıza verdiği zararları çocuklarımıza anlatmamın lazım.Bebelerimiz bilinçli bir birey olmalı büyüyünce.
Bir de tüketen toplum deyince bir zamanlar bloglar vardı.Hergün güncellenen bloglar.Yorumlar yapılıp,yorumlar alınan bloglar.Sonra instagram geldi.Günü birlik paylaşımlar,kolay kullanım.....Bir çırpı da terk ettik bloglarımızı.Diyeceksin ki senin instagram hesabın yok mu?tabii ki var.Aklıma düştükçe bende paylaşım yapıp hesaplara bakıyorum.Ama blogdan aldığım keyfi almıyorum mesela.Yani anlayacağınız bloglarımızı da tükettik. PASTANE USULÜ ÜZÜMLÜ KURABİYE TARİFİ: MALZEMELER:
250 gr.oda ısısında margarin
3 yumurta(1 sarısı dışına sürülecek)
1 su bardağından biraz fazla toz şeker
istenilen kadar kuru üzüm
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
4-5 su bardağı un
YAPILIŞI:
Margarin,yumurta ve toz şekeri mikser ile iyice çırpıyoruz.Şeker iyice eriyene kadar.
Diğer bütün malzemeleri yani,üzümü,vanilyayı,kabartma tozunu koyuyoruz ve unu azar azar dökerek ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz.
Hazırladığımız hamuru 3 veya 4 eşit parçaya bölüyoruz.Böldüğümüz her hamuru merdane ile unlu zeminde açıyoruz.
Açtığımız hamurları rulo şeklinde sarıyoruz.
Rulo şeklinde ki hamura parmaklarımızla bastırarak hafif düzleştiriyoruz.
Ve tepsiye koyup buzdolabında 15-20 dakika bekletiyoruz.Diğer hamurlara da aynı işlemi uyguluyoruz.
Dolaptan çıkarınca üstüne ayırdığımız yumurta sarısı sürüp çatalla şekil veriyoruz.
Hamurları verev kesip yağlı kağıt serili tepsiye diziyoruz.
Önceden ısıttığımız 200C fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.
Eski zamanlar da bana deselerdi ki evde sevdiğin hangi tatlar varsa deneyeceksin diye güler geçerdim.Ben ailenin tekne kazıntısıyım.Ablamla aramda neredeyse 10 yaş,abimle de 8,5 yaş var.Düşünün yani baya bir sonradan gelmişim aileye katılmışım.O yüzdendir ki baya şımarık büyütüldüm yalan yok.Suyum bile ayağıma gelirdi.Canım gecenin bir yarısı künefe çekerdi babam koşa koşa giderdi,babam yoksa abim giderdi.O kadar yani.
Mutfakla aram o yüzden hiç olmadı.Üniversite de okurken ev arkadaşlarımdan baka baka öğrendim yemek yapmayı.Yemek yapmayı bilmediğim için hep bulaşıklar bana kalırdı.Bulaşık yıkamaktan bıktığım için yemek yapmayı da öğreneyim bari demiştim hatırlıyorum.Herkesin olduğu gibi benim de ideallerim vardı.Liseden arkadaşlarıma Eylem evde oturuyor deseniz size güler geçerler.Yani ev ve ben pek uyumlu değildik.
Ama şartlar yani daha doğrusu çocuklarım beni eve bağladı.Efe büyüdü hadi çalışayım dedim küçük adam geldi.O da iyi kötü büyüdü artık hayata atılmanın zamanı geldi de geçiyor.Neyse konu bu değildi.Ceviz sucuğunu ailemizin her ferdi çok sever.Bu seneye kadar annem veya ablam köye gidince bana yapıp gönderiyorlardı.Ama anında tükeniyordu.Bu bu meret evde yapılmaz mı ki dedim.Yapılır dediler.Bende yaptım.Gerçekten yapılıyormuş:::))))Yine anında tükettik tabii ki.Artık annem veya ablam bu sene pekmez gönderdiklerinde yeniden yaparım.Tarif gülanne'ye ait EVDE CEVİZLİ VE PEKMEZLİ SUCUK TARİFİ: MALZEMELER:
1,5 kilo pekmez(bu verdiğim oralarla baya çıkıyor eğer ceviziniz yetmez ise kalanla pestil yaparsınız ya da oranları düşürebilirsiniz)
1 su bardağı buğday nişastası
1 su bardağı toz şeker
3 litre su
3 su bardağı un
1 kilo ceviz içi(ceviz içleri bir bütün 4 parçaya bölünerek yapılacak.Ama ben 2'ye böldüm)
3-5 metre yorgan ipi(cevizleri dizmek için.)
YAPILIŞI:
Cevizlerimiz kuru olduğu için ilk önce sudan geçirip cevizleri nemlendirdim.Sonra bir sofra bezinin üzerine alıp fazla suyunu aldım.Cevizler ucunda iğne olan yorgan ipine geçirilir.
Malzemelerin koyulacağı geniş ve uzun bir tencere alınır ve pekmez ile su karıştırılır.2 su bardağı sulu pekmez karışımı ayrılır.
Ayrılan pekmezli karışıma nişasta ve un eklenir ve topak kalmayana kadar çırpılır.Eğer topak kaldıysa süzgeçten geçirin.
Tencerede kaynayan pekmezli sulu karışıma nişastalı ve unlu karışım ilave edilir.
Şekerde ilave edilir ve muhallebi yapar gibi sürekli karıştırılarak pişirilir.Yaş pasta muhallebisi kıvamı alınca altı kapatılır.
İlk sıcaklığı geçince ipe dizdiğimiz cevizleri bu karışıma batırıp çıkarıyoruz ve bir yere asıyoruz.Altına da bir tepsi koyuyoruz damlayabilir.Gerçi benimki neredeyse hiç damlamadı.Eğer dış kısmı daha kalın bir pelte olsun derseniz bir miktar bekledikten sonra tekrar pelteye batırabilirsiniz.
Ben ipleri elbise askısına asıp öyle kurutma yaptım.Kuruma işi direk güneş ışığında olmayacak.Benim kapalı balkonum vardı orada kuruttum.
Bu foto size göstermek içindi.Tahmini olarak 1 hafta içinde kurudular.Ben kapalı balkonumun gün içerisinde penceresini açık bıraktım.Daha güzel kurusunlar diye.
Kalan pekmezli karışımı bir tepsiye serip pestil yapabilirsiniz.
Yazın yapacaksınız gölge de kurutun.Kışın yapacaksanız güneşli serin bir yerde kurutun.
Bence en güzel pazar kahvaltısı seçeneği kıymalı kol böreği.Yapımı zahmetli gibi gelsede aslında açması çok kolay çünkü yağlı bir hamur.Zaten elinizle açıyorsunuz o kadar kolay açılıyor yani.Tadı desem muhteşem.Çayla beraber muhteşem oluyor.Ben her seferinde fazladan yapıp buzluğa da atıyorum.Canımız istedikçe veya öğlen yemeği için oğluma ve eşime de ısıtıp koyuyorum.Bayıla bayıla yiyiyorlar.Henüz denemediyseniz mutlaka deneyin ayrıca ben yapılış aşamalarını fotoğraflı anlatacağım. EV YAPIMI KIYMALI KOL BÖREĞİ TARİFİ: MALZEMELER:
3,5- 4 Su bardağı böreklik un
su
1 tatlı kaşığı tuz
KIYMALI İÇ MALZEMESİ:
sıvıyağ
2-3 adet kuru soğan
500 gr.kıyma
az maydanoz
tuz,karabiber
ARALARINA SÜRMEK İÇİN:
100-150 gr.tereyağ veya margarin
3 yemek kaşığı sıvıyağ
Üstüne sürmek için:yumurta sarısı az sıvıyağ karışımı YAPILIŞI:
İlk önce iç harcını hazırlayalım.Soğanları yemeklik doğrayalım.Kıymayı yağsız tavada suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz.Suyunu çekince az sıvıyağ ekliyoruz ve içine yemeklik doğranmış soğanları ekleyip kavuruyoruz.Pişmeye yakın baharatlarını ve maydanozu ekleyip altını kapatıyoruz.
Hamuru için unu derince bir kaba alıp ortasını açıyoruz ve kenarlarına tuzu serpiştiriyoruz.Azar azar su ilavesi yaparak ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz.30 dakika kadar dinlendiriyoruz.
Bu arada tereyağını ve sıvıyağı bir tavaya alıp eritiyoruz ve ılınmaya bırakıyoruz.
Hamuru 7-8 adet olmak şartıyla bıçakla keserek küçük bezelere ayırıyoruz.Bezeleri avucumuzda yuvarlayarak şekil veriyoruz.
Tezgahı ve bezeyi unluyoruz.Hamurları merdane ile yemek tabağı büyüklüğünde açıyoruz.Açtığınız ilk hamura bolca erittiğimiz tereyağından sürün.Ve üstüne bir hamur daha açarak ve onu da yağlayarak koyun.Ve 10 dakika dinlendirin.
Yani ikişerli ve yağlı açılmış bezelerimiz olacak.10 dakikanın sonunda üst üste koyduğunuz hamurları korkmadan elinizle iyice incelterek açın.Yufkaların uç kısımlarını daha da inceltin.
Açtığınız yufkaların uç kısımlarına hazırladığınız kıymalı harçtan boylu boyunca koyun.Ve rulo yaparak sarın.Ve sardıktan sonra uç kısımlarını kesin.
Yufkaları katlayarak klasik kol böreği şekli verin.
Yağlı kağıt serili tepsiye yerleştirin ve üstüne sıvıyağ ve yumurta sarısını karıştırarak sürün.Önceden 180C ısıtılmış fırında üstleri kızaran kadar pişirin.Fırından çıkarınca dilimleyin.
Malum herkes yumurta yiyemiyor.Yumurtaya alerjisi olan o kadar çok insan var ki.Bunların başında da çocuklar geliyor.Bir doktor tanıdığım vardı kızının ileri derece de yumurtaya alerjisi vardı.Gittiği otellerde bile kendisi mutfağa girer kızının yiyeceklerini hazırlardı.Bu konu da zorunlu olarak o kadar hassastı ki mesleğini bile yapamıyordu.Onun durumuna çok üzülürdüm.Ama evlat işte herşeyi biranda elinin tersi ile itebiliyorsun mecbur kalırsan.
Yavrum kızda o kadar alışmıştı ki bu duruma okula çocuklar yemek için ne getirirlerse getirsinler korkusunda yiyemezdi.Ne zor hastalıklar var değil mi?Allah kimseye çekemeyeceği dert vermesin verirse de dermanını versin.Özellikle çocuklarımız o kadar küçükler ki onlara ne olur birşey olmasın. Bizde 1 hafta öncesine kadar arenimin hastalığı ile uğraşıyorduk.Rota virüsü kapmış aşısı da yok.1 hafta çocuğum ne yediyse kustu ve ishal oldu.bu hafta boyunca 1 kilodan fazla verdi.Bu hastalığın ilacı yok maalesef.Bol sıvı tüketsin dedi doktor.Neredeyse çocuk 1 hafta boyunca sadece su içebildi.Bir günde herhalde 7 kere felan kustu ve kaka yaptı.Neredeyse hastaneye yatırılacaktı.Ama çok şükür atlattık.Şimdi de galiba bağırsaktaki iyi şeyleri kaybettiği için kabız oldu.3 günde bir yapıyor nerdeyse.Çok sıkıntılı çooook.Bu konuda bilgisi olan veya bana bir akıl verecek olan varsa memnuniyetle dinlerim.Bu arada tarif şef deniz orhun'a aittir. YUMURTASIZ PASTA ARA KREMASI TARİFİ: MALZEMELER:
1 yemek kaşığı bal
2 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı su
yarım çay kaşığı vanilya
5 yemek kaşığı kakao
yarımdan su bardağından az fazla mısır nişastası
1,5 yemek kaşığı tereyağ
YAPILIŞI:
Baştan söyleyeyim biraz tatlı bir krema oluyor.İsterseniz pudra şekeri oranını azaltabilirsiniz ama aynı kıvamı tutar mı bilemiyorum çünkü denemedim.
Su,pudra şekeri ve vanilyayı derin bir tencereye koyun ve karıştırın.Sonra ocağın altını yakarak ateşe koyun.
Şeker eriyince içine mısır nişastasını az suyla ezerek şekerli suya ekleyin.Muhallebi kıvamına gelene kadar ocakta karıştırarak pişirin.
Muhallebi kıvamına gelince balı ve tereyagını ekliyoruz ve yağ eriyene kadar karıştırıyoruz.
Ocaktan alınca kakaosunu ekleyip karıştırıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.
İsterseniz pasta kreması olarak yada süsleme de kullanabilirsiniz.Yani ganaj olarak kullanabilirsiniz.
Bizim evde kalamar çok sevilir.Tabii ki gönül ister ki hazır dış kaplamalı olandan alalım ama çoooook pahalı maalesef.O yüzden halka halinde dondurulmuş kalamar alıyoruz ve ben evde dış harcını hazırlıyorum.Ama inanın çok lezzetli oluyor.Mutlaka deneyin derim.Geçen gün babamız evde değildi.Bizde kendimize bol kalorili bir sofra hazırladık.Pizza,patates kızartması,kalamar tava,soğan halkası....Bol kalorili demiştim size.
Evde çocuklarımla fastfood lokantası açtım ve onlara satış yaptım biz çok eğlendik.Bir sarılmaya bir dilim pizza.Para geçmeyen bir anne lokantası.Yani o gün benden mutlusu yoktu.Her zaman böyle bol kalorili yiyecekler yapmıyorum ama yapınca da dibine kadar yaşıyoruz.Tarif refikaya ait. SODALI KALAMAR TAVA TARİFİ: MALZEMELER:
1 çay kaşığı karbonat
1 çay kaşığı tuz
1 şişe sade soda
yarım paket kalamar
un
kızartmak için sıvıyağ
YAPILIŞI:
Kalamarları eğer buzlu ise bir gece önceden buzluktan indirip buzlarını çözdürün.Kalamarları geniş ve derin bir kaba koyun,Üzerine karbonat ve tuzu ekleyip kalamarların suyu çıkana kadar 2-3 dakika iyice ovun.
Kalamarlar sularını salınca üzerine sodayı dökün.
Bu şekilde mümkünse 3 saat,tercihen 1 gece buzdolabında bekletin.Buzdolabında çıkardıktan sonra kesinlikle yıkamayın.
Kızartmadan önce una bulayın bol kızgın yağda kızartın.
Sakatat sever misiniz bilmem ama biz yani ufaklık hariç biz çok severiz.Ciğer olsun,kokoreç,işkembe olsun....farketmez her türlüsü kabulümüzdür.Ama bir çok insan kokusundan dolayı pek sevmez sakatatları yemeyi.Kulakları çınlasın Fevziye teyzem vardı Kiliste.Öyle güzel mumbar doması yapardı ki yemeye doyamazsınız.Hala özlerim onun mumbar dolmasını.Belki birgün yeniden yemek kısmet olur bilemem.
Tavuk ciger yaptığım gün illa ki olmazsa olmazlardan biri soğan salatası,patates kızartması ve yufka ekmektir.Eskiden yufka ekmeği bulmak çok zordu.Ama şimdi neredeyse birçok yerde bulabiliyorsunuz.Ben yufka ekmeği abartmadan yedikten sonra kilo aldırmadığını düşünenlerdenim.Çok abartmayın diyorum ya ciğer dürüm edeceksem sınırları çok zorlarım mesela.Arada da o kadar kaçamaklar olsun değil mi?Ben ciğer yaparken domates koymayı sevmiyorum çok ıslak ıslak oluyor gibi geliyor bana.Ama bir arada domatesli deneyeceğim.Siz isterseniz domates de koyabilirsiniz. TAVUK CİĞER SOTE TARİFİ: MALZEMELER:
1 paket tavuk ciğer
2-3 adet orta boy soğan(soğan ne kadar çok olursa o kadar lezzetli oluyor.)
2-3 adet yeşil biber(acı biber olunca daha güzel oluyor ama ben çocuklardan dolayı acı biber kullanamıyorum)
1 yemek kaşığı tereyağ
bir miktar sıvıyağ
karabiber,tuz,pulbiber,kimyon,kekik
YAPILIŞI:
tavuk ciğerleri ilk önce güzelce yıkıyoruz ve suyunun süzülmesi için bir kenara alıyoruz.
Suyu süzülen cigerlerin büyük olanlarını keserek küçüklütüyoruz ve yağsız olarak tavaya alıyoruz.
Yüksek ısı da ciğerler suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz.Pişen ciğerlerin içine yağlarımızı ekleyip eritiyoruz.
Yağlar eriyince piyazlık doğranan kuru soğanı ve istediğiniz büyüklükte doğradığınız yeşil biberleri ekliyoruz.
Bizimkiler kabından mıdır nedir bilinmez muffini çok severler.Aaa ne değişik olmuş anne derler her seferinde oysa hemen hemen yakın tarifler ama içine giren ara malzemeler değişik.Bu çocuklar çok alemler valla.
Zorla alla beni pulla beni öyle koy önüme diyorlar.Ne yapayım bende öyle yapıyorum.Bu aralar beni bir hastalık aldı ki sormayın.Bir yandan üşütme arkasından titreme ve yüksek ateş.Ama vücudumda ne bir ağrı ne bir sızı hiç birşey yok.Boğaz ağrısı bile yok düşünün.Anladım tabii bir yerde iltihap var ama nerede?Neyse iki gün sürünerek sabrettim.Biz Türk insanın da da böyle bir mantık var işte belki geçer sonra doktora giderim.Oysa nereye gidecek vücudunda virüs veya iltihap var.Virüs ay ben bu vücutta çok kaldım canım sıkılıdı bir çıkıp dolaşayım mı diyecek.Yok tabii ki demez.Gitsene doktora.
Sonra boğazımda bir şişlik farkettim.Ah bu google yok mu insanı rezil de eder vezirde.Doktorluk işlerimizi bile ona danışıyoruz.Şuram ağrıyor ne yapayım,şöyle oldu ne içeyim.....Boğazımda ki şişlik için google amcama sordum ay bana ne iç karartıcı cevaplar verdi inanamazsınız.Ahanda dedim kesin ince hastalığa yakalandım.Arkama bile bakmadan,topuklarıma vura vura doktora koştum.Doktorum civanım söyle ne derdim var dedim.O da bana tükürük bezi iltihabı ve çok aşırı derece de boğaz enfeksiyonu olduğunu söyledi.Verdi antibiyotiği.Ee hepsi bu kadarmış.Günlerce sürünmeye,çocuklarımı kime emanet edeceğim diye düşünmeye gerek yokmuş meğerse.Allahım ne olursun bütün hastalarımıza,senden derman bekleyen bütün herkese şifa ver yarabbim.Sonuç itibariyle şimdi daha iyiyim ve artık ayaktayım.Ve tarif vermeye hazırım. ÜZÜMLÜ MUFFİN TARİFİ: MALZEMELER:
2 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
yarım su bardağı sıvıyağ
yarım su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çay kaşığı toz tarçın
istenilen kadar kuru üzüm
istenirse ceviz içi
ve aldığı kadar un
YAPILIŞI:
Yumurta ve şekeri iyice yani beyazlaşana kadar çırpıyoruz.
Üzerine sütü ve yağı ekliyoruz ve yine çırpıyoruz.
Sonra sırasıyla kontrollü olarak koyacağımız unu,kabartma tozunu,vanilyayı,tarçını ekleyip tahta kaşıkla karıştırıyoruz.En son kuru üzüm ve istenirse cevizi de ekleyip şöyle bir alt üst ediyoruz.
Muffin kalıplarına üstlerinde bir parmak boşluk kalacak şekilde pay ediyoruz.
Önceden 180C ısıtılmış fırına veriyoruz.
Kürdan testiyle kontrol yapıp pişince çıkarıyoruz.
Kilis'te oturduğumuz zamanlarda Süheyla abla diye bir ablamız vardı.Kulakları çınlasın ne becerikli bir insandı anlatamam.Küçükken ona çok imrenirdim.Büyüyünce onun gibi yemekler ve pastalar yapmayı isterdim.Bu kadar becerikli olmasına rağmen evde kalmış derlerdi Kilis'te.Ama yaşı da çok değil hani.Yani şimdi ki evlenme yaşlarını düşününce küçük bile olduğu söylenebilirdi.Eskiden malum 16 yı geçince evde kalmış oluyordu kızlar.
Ne kötü zamanlarmış düşünsenize.Benim annem 15 inde evlenip 16 sında ablamı kucağına alımış.Şimdi duyunca korkunç geliyor insana.İnsan daha kendini anlayamadan evleniyor ve bir sürü yükü omuzlarında taşıyor ne zor.Kesinlikle çocuk gelinlere hayır diyorum bende.Anneme soruyorum şimdiki aklın olsa daha doğrusu hayatın hakkında söz sahibi olsaydın evlenirmiydin o yaşta diye.Asla evlenmez okurdum diyor.Ben kendimi bilene kadar annem okuma yazma bile bilmezdi.Sonra azmetti okula gitti öğrendi.
Ama içi hep buruktu.Ki benim annem tanıdığım en zeki insanlardandır.Neyse süheyla ablamdan başladık nerelere geldik.Süheyla ablam evlendi İstanbul da yaşıyor.O evlendiğinde çok üzülmüştüm kim bana pasta yapacak diye.Ama büyüdüm artık kendi pastamı kendim yapıyorum.İşte o muhteşem tatlardan birinin tarifini de sagliklımutfaktan aldım ve uyguladım.Sonuç harika sizde deneyim derim. ÇİKOLATALI TART TARİFİ: TART HAMURU MALZEMELERİ:
1 paket krem şanti(1,5 çay bardağı süt ile çırpılmış olacak)
YAPILIŞI:
Tart hamuru için un ve kakao derince bir karıştırma kabına elenir.
İçine pudra şekeri ve vanilya ilave edilerek karıştırılır.
Unun ortası açılarak içine oda sıcaklığında ki margarin,süt ve yumurta eklenerek sert kıvamlı hamur elde edene kadar yoğrulur.
Elde ettiğiniz hamuru streç filme sararak 20 dakika buzdolabında bekletin.
Kreması için:Krema sos tenceresine alınır ve ısıtılır.Isındığında ocaktan alınır ve çikolata içine eklenerek eriyene kadar karıştırılır.Arada karıştırılarak ılınması beklenir.
Bu arada hamur dolaptan çıkarılır 20-22 cm'lik tart kalıbına göre merdane ile açılır ve yağlanmış kalıba yerleştirilir.Ucundan sarkan hamur bıçakla kesilir.
Çatalla birkaç yerinden delinerek önceden 180C ısıtılmış fırında yaklaşık15-20 dakika pişirilir.
Fırından çıkardıktan sonra soğumaya bırakılır.
1,5 çay bardağı süt ile çırpılmış krem şanti çikolata ile iyice karıştırılır.
Soğuyan tartın ortasına dolgu malzemesi dökülür ve donuncaya kadar buzdolabında bekletilir.
Her hafta cuma günün klasikleşmiş yazı dizisi olan pazar kahvaltı alternatifleri postuna hoşgeldiniz.Yazı dizisi deyince eskiden pembe dizi romanları vardı aranızda yaş almış:)) arkadaşlar hatırlarlar.Okuma yazma bilen her kadının evinde bulunan daha doğrusu bulunması gereken kitaplar serisi.Gerçi biz Kilis'te yaşarken öyle kitap bulmak çok zordu.Hani çocuk kitapları olsa bir nebze ama öyle abartıp roman okuyacağım,klasikleri okuyup devireceğim deseniz dediğiniz ile kalırsınız.
Hadi dediniz farzedelim bu tarz kitapları almak için en az 90 km.lik yol katedip Gaziantep'e gitmeniz gerekirdi.Ben kitap okumayı hep sevmişimdir.O zamanlar kitap bulma konusunda diğer arkadaşlardan biraz daha şanslıydım.Çünkü abim Ankara da okuyordu.Gelirken birşeyler getirirdi.
Zamanın birinde babam bizi Gaziantep'e gezmeye götürdü.Ay inanmazsınız akşamdan uyku tutmadı beni.Sabahı sabah ettim.Bindik dolmuşa tabii ki araba dememi bekliyordunuz ama nafile araba lüks memur maaşı ile alınabilen bir teknolojik gereç değil.Neyse geldik Antep'e babam bizi yedirdi,içirdi,müzeye götürdü gezdirdi.Bir de hiç unutmam taze Antep fıstığı aldı.Aynı fıstık Kiliste de var hatta alası var ama o fıstığın tadı hala damağımdadır nedense.
Fıstık hiç bitmesin istemiştim.Ama tabii ki bitti.Ve gezimiz de bitti döndük Kilis'e.Hayatım boyunca yani şimdiye kadar yaptığım hiçbir gezi bana böyle keyif vermemiştir.Belki birgün yine Gaziantep,Kilis gezmeye giderim eşimle,bebelerimle.Belki hayatımda hep kalmak istediğim İstanbul otelinde konaklarım.Fevziye teyzemin ellerinden öper hayır duasını alırım,eskiden yaşadığımız evlerimize uzaktan bakarım.hastaneye gider rahmetli babamı anarım.Kim bilir belki birgün.
Gelelim tarife: BOL YEŞİLLİKLİ,MISIR UNLU,YUMURTALI OMLET TARİFİ: MALZEMELER:
Eviniz de bulunan her türlü yeşillik(ben dereotu,nane,maydanoz,yeşil soğan kullandım)
2-3 adet yumurta
6-7 yemek kaşığı mısır unu
2 yemek kaşığı normal un
pulbiber,karabiber,tuz
yarım çay bardağı sıvıyağ
yarım çay bardağı su
1 çay kaşığı kabartma tozu
YAPILIŞI:
Yeşilliklerinizi yıkayıp ence doğrayın.Ve derince bir karıştırma kabına alın.
İçine yumurtaları,mısır ununu,normal unu,sıvıyağı,suyu,baharatları ve kabartma tozunu ekleyip iyice karıştırın.
Krep tavanızı az sıvıyağ ile yağlayın ve karışımı çok kalın olmayan bir tabaka halinde tavaya dökün.
Kısık ateşte bir tarafı pişince diğer tarafını çevirin.
Mis gibi portakal kokusu ile dolu bir mutfak hayal edin.İşte bu sihirli keki yaparken tam da öyle oldu.Daha önce kakaolu ve çikolatalı sihirli keki denemiş ve tadından çok memnun kalmıştım.
Şimdi ise portakallısını denedim.İlk yaptığımda biraz acemi olsam da sonraları bir nebze olsun ustalaşıp istediğim kıvamı tutturdum.Şöyle mayhoş bir tadı var.Üstü kek gibi altı puding gibi.
Öyle çok abartmayın tabii ki yerken yoksa kıyafetlerinize sığamayabilirsiniz.Malum bu aralar nereye kafamı çevirsem detoks içeçekleri,şu kadar zamanda şu kadar kilo verdiren diyetler,hangi çay yağ yakar,zayıflama ilaçları.....gibi şeylerle karşılaşıyorum.Bu pasta kilo verdirmiyor haberiniz olsun.
Sonra bana demeyin neden kilo alıyorum diye.Bahar ayları malum zayıflama çabasına giren biz kadınların ayları.Bikinin içine sığmak için uğraşıp duruyoruz.Erkekler de neden böyle bir dert yok anlamıyorum.Yani kadınlara zayıflasan daha iyi olur gibi sözler çarpacaklarına kendi göbeklerine baksalar ya.
Neyse tabii ki spor yapalım ama sadece bunu bahar aylarında yapmayalım.Her daim yapalım.Spor hayatımızın bir parçası olsun.
PORTAKALLI SİHİRLİ KEK TARİFİ: MALZEMELER:
4 adet yumurta
3/4 su bardağı şeker
1 adet portakal suyu
1 adet limon suyu
yarım su bardağı eritilmiş ve soğutulmuş tereyağ veya margarin
1 su bardağı süt
2 çay kaşığı vanilya
1 su bardağı un
YAPILIŞI:
Tereyağını veya margarini eritip bir kenara soğuması için bırakalım
Yumurtaların aklarını ve sarılarını ayıralım.Ve yumurtanın beyazını mikser ile iyice çırpalaım.
Yumurtanın beyazı kar gibi beyaz ve kalıptan düşmeyene kadar çırpmaya devam edelim.
Diğer bir tarafta yumurta sarısına şekeri ekleyerek şeker iyice eriyene kadar çırpalaım.
Yumurta sarılarının içine eritilmiş ve soğumuş tereyağını,portakal suyunu,limon suyunu,sütü,vanilyayı ekleyerek çırpmaya devam edelim.
Sonra yumurta sarılarının içine yavaş yavaş unu ilave edelim ve çırpmaya devam edelim.
Hazırladığınız yumurta sarılarının içine 3 seferde yumurta aklarını ekleyerek tahta kaşıkla yedirelim.Çok karıştırmayalım ki beyazların havası sönmesin.
Margarin ile yağladığımız 20 c'lik kalıba karışımı yavaşça dökün.
Önceden 180C ısıtılmış fırına verin.Tahmini pişme süresi 30-35 dakika ama fırınlar farklılık gösterebilir.
Piştiğinde içi hala ıslak olabilir bu normal korkmayın.
Fırından çıkarın ve ılındıktan sonra da buzdolabına kaldırın.İyice soğuduktan sonra dilimleyerek servis edin.
Akşama ne yemek yapsam acaba diye düşünür dururuz bazen.İşte böyle zamanlarda tavuk benim hep kurtarıcım olmuştur.Biliyorum diyeceksiniz ki tavuklar GDO lu ama köy tavuğu bulmak çok zor hadi buldun diyelim o kadar pahalı ki almak çok zor hadi aldın diyelim sadece iki butundan azıcık et çıkıyor doymak çok zor.
Zamanın birinde böyle bir köy tavuğu buldum ve çok paralar vererek aldım.İnanın büyük oğlum bile zor doydu ve yemekten hala açım diye kalktı ki biz hiç yemedik.Rahmetli babaannem biz tatil için köye gittiğimizde en kıymetli tavuğunu bizim için keser saatlerce pişirir ve bize yedirirdi.O tavuğun tadı hala damağımdadır.Şimdi aldığım köy tavuğunun bile öyle bir tadı yok.Çocuklarımız bu anlamda çok şansızlar.Tavuğun tarifini migrostv den aldım. BARBEKÜ SOSLU TAVUK BUT TARİFİ: MALZEMELER:
3 diş sarımsak(Ezilmiş)
tavuğun istenilen yeri(ben but kullandım)
6-7 tatlı kaşığı barbekü sosu(3 tatlı kaşığı tavuğun kendisine uygulanacak,diğer kalan 4 tatlı kaşığı barbekü sosu sos olarak uygulanacak)
1 talı kaşığı toz biber
zeytinyağı
SOSU İÇİN GEREKLİ MALZEME:
kalan 4 tatlı kaşığı barbekü sos
2 çay kaşığı mısır nişastası
yarım su bardağı su
YAPILIŞI:
3 tatlı kaşığı barbekü sos,1 tatlı kaşığı toz biber,ezilmiş sarımsak ve zeytinyağı derince bir kapta karıştırılır.
Tavukları bu sosu yatırıp her tarafını buluyoruz.
Ayrı bir kasede kalan 4 tatlı kaşığı barbekü sosu,2 çay kaşığı mısır nişastasını ve yarım su bardağı suyu iyice çırpıp karıştırıyoruz.
Yanmaz bir tavaya az zeytinyağı ekliyoruz ve tavukları yüksek ateşte pişiriyoruz.
Tavuklar arkalı önlü iyice piştikten sonra hazırladığımız sosu da üzerlerine döküyoruz.Bir süre de çevirerek sosun içinde arkalı önlü pişirdikten sonra servis tabağına alıyoruz.İsterseniz sostan da üzerine gezdiriyoruz.
Antalya da taş kadayıfın hamurunu bulmak çok zor.Yufkacılara önceden sipariş vermek lazım ki bu da çok zor oluyor.Evde yapılabilir mı ki acaba diyordum kendi kendime.Evet yapılabiliyormuş.Artık canımızın istediği zaman yapıp yiyebileceğiz.
Ben çok severim taş kadayıfını yani diğer bir adıyla arap kadayıfını.Biz kiliste iken her daim bulabilirdik.Özellikle okul önlerinde satılırdı.Annem çok tembih ederdi kızım alma diye ama dayanamaz alırdım.Ne yapayım severdim yemeyi.Tarif cahide_sultan instagram hesabına ait.Bu arada ben aktif bir instagram kullanıcısı değilim.Ama bazı hesaplar var ki onları takip etmekten çok büyük zevk alıyorum.
TAŞ KADAYIF,YASSI KADAYIF,ARAP KADAYIFI HAMURU TARİFİ: MALZEMELER:
1 su bardağı süt
1 su bardağı su
1,5 su bardağı un
1 tatlı kaşığı kuru maya
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı tuz
ŞERBETİ İÇİN:
2 su bardağı su
2 su bardağı toz şeker
dörtte bir limon suyu
kızartmak için sıvıyağ
içine dövülmüş ceviz
TAŞ KADAYIFIN YAPILIŞI:
Şerbeti için gerekli malzemeleri yani su ve şekeri tencereye koyup ocağa koyun.Ve kaynamaya başlayınca limon suyu ekleyin kıvam alınca altını kapatıp soğumaya bırakın.
Hamur malzemelerini derince bir kapta karıştıralım.Hamur krep hamurundan birazcık katı olacak.
Ilık bir yerde mayalanana kadar bekletin.
Teflon bir tavayı ısıtın ve mayalanan hamurdan birer yemek kaşığı alıp tavaya koyun ve üzerini düezelterek yayın.
İsterseniz daha büyük de yapabilirsiniz.
Kadayıfların sadece bir tarafını kızartıp tavadan alın ve soguması için bir kenara alın.
Pişen taş kadayıflar soğuduktan sonra pişmemiş tarafına kıyılmış veya dövülmüş ceviz koyup ağız kısmına bastırarak kapatın.
Ve kızğın yağda kızartın.
Kızarmış kadayıflarımız bekletmeden soğuk şerbetin içine atın ve 2 dakika sonra çıkarın.(yapılış aşamalarını üstteki kolaj resimlerinde gösterdim)